Gündem 1 – Son Dakika Gündem Haberleri – Gundem1.com

Türkiye ve Dünyadan Son Dakika Haberleri

Anne - Çocuk Dini Bilgiler

Babası Bilinmeyen Çocukların Durumu ne Olacak?

Babası bilinmeyen çocukların durumu ne olacak?
Yüce dinimize göre, her çocuk İslâm fıtratı üzerinde ve günahsız olarak doğar. Çocuk ister gayrı moşru bir ilişkiden doğsun, isterse nikâhlı karı-kocadan dünyaya gelsin, bir fark yoktur. Anne-babasının işlediği suçtan dolayı çocuğu sorumlu tutmak ve o günah sebebiyle onu da cezalandırmak mümkün değildir.
çık saçıklığm yaygın bir hale gelmesi, müstehcenliğin her tarafta kol gezmesi, zamanla nikâha giden helâl yolun kapanması, beraberinde ağır sonuçlan getiriyor.
Bu acı halleri ne yazık ki görüyor ve duyuyoruz. Zavallı kadınlar ve alçak duyguların mağlubu sefih erkekler toplumun bu hassas dengesi olan aile kurumunu yıkmaya, iffet ve hayâ duygularım köreltmeye çalışıyorlar.
Sonunda toplum için bir “yara” haline gelen nesebi meçhul çocuklar ortaya çıkıyor.
Yüce dinimize göre, her çocuk İslâm fıtratı üzerinde ve günahsız olarak doğar. Çocuk ister gayrı meşru bir ilişkiden doğsun, isterse nikâhlı karı-kocadan dünyaya gelsin, bir fark yoktur.
Anne-babasının işlediği suçtan dolayı çocuğu sorumlu tutmak ve o günah sebebiyle onu da cezalandırmak mümkün değildir.
Dinimize göre, işlenen günah anne-babadan çocuklara miras kalamayacağı gibi, bir kimseden başka birisine de geçmez. Nitekim şu mealdeki âyet-i kerimede bunu açıkça görmek mümkündür:
“Herkesin kazandığı yalnız kendisine âittir. Hiçbir günahkâr başkasının günahını çekemez.”ı
Bir hadis-i şerifte de aynı hakikate işaret edilerek şöyle buyurulur:

“Hiçbir baba oğlunun günahından, hiçbir oğul da babasının günahından sorumlu tutulamaz.”
Ayrıca Hz. Âişe (r.a.) anne ve babasının işlediği günahtan çocuk için bir günah bulunmadığına işaretle, “Anne ve babasının işlediği günahtan çocuğa bir şey yok” demektedir.
“Gayr-ı meşru” bir çocuk, anne ve babasının günahından dolayı bir cezaya uğratılamaz. Suçlanamaz ve ayıplanamaz. İslâm hukukuna göre, diğer çocuklardan ayırt edilmez. Şahitliği geçerlidir.
Kendisine zina iftirasında bulunulduğunda, bu suçlamayı yapan kimse şahit getirmediği takdirde, namuslu bir kimseye zina iftirasında bulunanlara verilen cezaya çarptırılır.
Serahsî, zina iftirasında bulunan kimselere verilecek cezaları zikrederken buna da yer verir ve şöyle der:
“Zira adam namuslu ve iffetlidir. Günah anne-babasına ve işledikleri kötü fiilleredir. Onların günahkârlığı çocuğun iffetine zarar vermez.”
Âlimlerin çoğunluğuna göre, gayr-ı meşru olarak dünyaya gelen biri, cemaate imam olabilir ve onlara namaz kıldırabilir.
Bunun yanında İmam Mâlik, Şâfiî ve İmâm-ı Azam, gayr-ı meşru çocuğun imamlık yapmasını mekruh görürken, Hanefiler, “Arkasında namaz kılmabilir” derler.
İmamlığını mekruh görmeleri, halk arasında dedikoduya sebep olacağmdan ve bu sebeple halkın günaha gireceğinden kaynaklanır.
Bilinmesi gereken bir diğer konu da, çocuğun anne ve babası sonradan evlenmedikleri takdirde, çocuğun sadece annesine ve annesinin yakınlarına akrabalığının geçerli olduğudur.
Böyle bir çocuk, İslâm hukukuna göre annesine mirasçı olsa da babasına mirasçı olamaz. Bir hadiste Peygamberimiz bu hususa şöyle işaret buyururlar:
“Kim bir cariye veya hür bir kadınla zina ederse, ondan olma çocuk, zina çocuğudur. Çocuk o kimseye mirasçı olamaz ve kendisine mirasçı olunamaz.”
Netice olarak söylemek gerekirse, anne ve babasının günahından dolayı sorumlu tutulmayan gayr-ı meşru bir çocuk, şayet anne ve babasının yolundan giderse şu hadis-i şerifin muhatabı olmaktan kurtulamaz:
“Zina yoluyla meydana gelen çocuk, (ikisi zina eden anne ve baba olmak üzere) üçten en şerlisidir.”*
Gayr-ı meşru bir çocuk kimsesiz kalacağından, haliyle anne ve baba terbiyesinden mahrum olarak büyür. Üstelik her zaman toplum içerisinde psikolojik bir baskıya uğrar.
Neticede aşağılık kompleksine kapılır. Üzerindeki ayıbı her ne kadar gidermeye ve silmeye çalışsa da, iç dünyasında devamlı ezikliğini ve mânevi baskısını hisseder.
Ancak, çocuğun çok değerli bir insan olması da pekâlâ mümkündür. Bu çocukların içinde millete ve insanlığa faydalı hizmetlerde bulunanlar da görülebilir.
Onun için, bu gibi insanların gururlarını incitici hareketlerde bulunmamalı, onları topluma faydalı bir hale getirmeye çalışmalıdır.