Gündem 1 – Son Dakika Gündem Haberleri – Gundem1.com

Türkiye ve Dünyadan Son Dakika Haberleri

Sağlık

Alışverişte Beyninizi Canlı Tutun

ALIŞVERİŞTE
Binlerce yıl boyunca, yemek bulmak, zorlu ve Nörobik bir antrenmandı. Tüm duyuları içerirdi: Görme, koklama, işitme vasıtasıyla hayvanların izini sürmek… hava durumunu “okuyarak” ekin veya hasat zamanına karar vermek… balıkçılık veya toplayıcılık için en iyi yerleri saptamak. Her bir mevsimin yemek bulmada kendine göre zorlukları ve fırsatları vardı ve aç kalma korkusu her zaman ufuktaydı. Yiyecek bulmak asla rutin değildi ve genellikle çok sosyal bir etkinlikti (Dilin avcılık çıkışlı olduğuna inanılır).
Modern toplum, yemek bulmaya adanan zaman, mücadele ve bilinmezlikleri etkin bir şekilde ortadan kaldırmıştır. Fakat
süpermarketin öngörülebilirliği ve rahatlığı uğruna bir şeylerden vazgeçilmiştir. Süpermarketlerde kullanılan ambalajlar, besinleri duyular için bir şölen yerine temel olarak görsel duyumuza hitap eden bir
unsura dönüştürmüştür. Ve bu ambalajlı, dondurulmuş veya konserve edilmiş besinler dünyasında tatma, dokunma veya koklama gibi diğer duyular üzerine temellenmiş uyarımlar elenmiş ve arka plana atılmıştır, insandan insana alışveriş, otomatik ödeme noktalarıyla yer değiştirmiş ve hatta avlanma rotaları (koridorlar ve raf düzenlemeleri) duyusal uyarım değil, optimum satış için yeniden programlanmıştır.
Bu bölümdeki egzersizler, “avlanma”nın sosyal yönleri ile birlikte duyularınızı ve onlar arasındaki ilişkilendirmeleri işin içine daha fazla katarak, içinizdeki avcı toplayıcıyı yeniden uyandırmayı amaçlar.
Bu etkinliklere biraz fazla zaman (ve bazı durumlarda bir miktar para) ayırmanız gerekebilir fakat bu, beyni besleme açısından kârlı bir yatırım olacaktır.
Pazarlarda genellikle mevsime uygun yerel ürünler satıldığı için, gittiğinizde ne ile karşılaşacağınızdan hiçbir zaman emin olamazsınız. Pazara elinizde bir alışveriş listesi olmadan keşfetmek amacıyla gidin ve iyi görünen, kokan ve hissettiren ne bulursanız onlardan alarak bir yemek icat edin.
Bir pazarın elma mevsiminde duyularınızı nasıl kuvvetlendirdiğine bakalım. Bir sonbahar günü, bir pazar tezgâhının önünde durun ve üstündeki çeşit çeşit elmaya göz atın. Elmaların
biçim ve renk çeşitliliğini keşfederken, elinize her bir türden birer elma alıp onun dokusunu ve sıkılığım hissedin, aromasını içinize çekin. Pazarcı, tadına bakmanız için bir Macoun elması ve daha önce hiç görmediğiniz büyükbabasının meyve bahçesinden yadigâr olarak otuz yedi yıldır yetiştirdiği başka bir elma kessin. Elmamn o belli belirsiz ekşiliğini hissedin, unsu, sulu ve gevrek arasındaki farkı deneyimleyin. Birdenbire, o günün aslında pırıl pırıl güneşli bir gün olduğunun, sararmaya başlamış yaprakların, olgunlaşmakta olan elmaların havadaki kokusunun ve açık gökyüzünün maviliğinin farkına varırsınız. Birkaç elma satın alma gibi bir eyleminin etrafına zengin bir am ağı örmüş olursunuz.
Pazarcı, aynı zamanda elmayı yetiştiren kişi olabilir. Bazı ilginç öykü ve karakterlerle karşılaşacağınıza emin olabilirsiniz. Onlara çiftliklerini, bu yılın hasadının nasıl olduğunu ve satın aldığınız şeyle yapabileceğiniz iyi bir yemek tarifi bilip bilmediklerini sorun.
Bu egzersiz, Nörobik koşulların pek çoğuna sahiptir: Yenilik, sosyal etkileşim ve farklı biçim, renk, koku ve tatlar arasında çoklu duyusal ilişkilendirmeler.
2. BİR ETTMİK PAZARDAN ALİŞVERİŞ YAPİN
Asya, İspanyol veya Hint pazarları, elbette sizin etnik arka planınıza da bağlı olarak, sebze, çeşni ve paketlenmiş ürünlerden oluşan çok geniş bir yenilik yelpazesi sunacaktır.Yabancısı olduğunuz bir mutfak seçin. Dükkândaki görevlilere, raflardaki gıdaların bazılarının nasıl hazırlandığım sorun.
Baharat bölümünde biraz zaman geçirin. Farklı kültürler, birbirinden son derece farklı çeşniler kullanırlar ve daha önce hiç deneyimlemediğiniz koku ve tatlarla karşılaşma olasılığınız fazladır.
Eğer şanslıysanız, pazarda tahıl, fasulye, hububat ve baharatları kendi istediğiniz miktarlarda paketleyebileceğiniz dükkânlar bulabilirsiniz. Daha sonra dokunma, tatma veya koklama duyularınızı uyarmada kullanabilmeniz için düş gücünüzü çarpacak bir şeylerden birkaç küçük paket satın alın.
Olfaktör sistem, burundaki eşsiz alta kombinasyonlannı harekete geçirerek milyonlarca kokuyu birbirinden ayırt edebilir (Her bir alıcı, piyanodaki tek bir nota gibiyken, bir kokuyu algılamak akor basmak gibidir). Yeni kokularla karşılaşmak beyin etkinliğinin senfonisine yeni akorlar ekler. Ve olfaktör sistem doğrudan doğruya beynin duygusal merkezine bağlı olduğu için yeni kokular beklenmedik duygu ve ilişkilendirmeleri uyandırabilir ki bunların bir kısmı da söz konusu etnik grup ile bağlantılı olabilir.
3. KASAP, FIRINCI, BALIKÇI
Yaşadınız yerde etnik pazarlar olmayabilir. Ancak çoğu yerde halen, özel ürünler satan ve çalışanların da bu ürünler hakkında kapsamlı bilgi sahibi olduğu dükkânlar vardır. Satılan ürünü görmek, koklamak ve ona dokunmak isteyin. Nereden geldiği ve nasıl hazırlandığına dair sorular sorun. Bir balıkçı dükkânında, yakalanan deniz ürünlerini görerek, dokunarak ve koklayarak, çeşitli biçim, ebat ve renkler arasında bağlantılar oluşturun.
Olfaktör duyunuz fırınlarda paha biçilmez bir antrenman yapar. Taze pişmiş ekmek gibi belli kokular, başka olayların anısını uyaracak
duygusal tepkileri tetikleyebilir.
Dilimlenmiş bir keler balığı paketi yüzlerce başka ambalajlanmış pakete benzer fakat bir bütün keler balığı tuhaf, neredeyse grotesk bir yaratık derin bir şekilde belleğe kazınabilir.
4. SÜPERMARKETTE NÖROBİK UYGULAMASI YAPIN
Duyularınızı kullanın. Gözlerinizi kapatın ve koku ve dış yüzeylerinden meyveleri ayırt edin. Farklı tat, doku veya kokuya sahip tahıl, hububat veya baharatlardan küçük miktarlarda satın alın (Sağlıklı gıda ürünleri satan dükkânlar özellikle iyi kaynaklardır).
Market alışverişi yaparken her zaman izlediğiniz rotayı değiştirin.
Önceden pakedenmiş gıdaları almak yerine, bir şeyler seçmenize yardıma olması için et, balık veya şarküteri tezgâhında bulunan insanlardan yardım isteyin. Rafları gözlerinizle tarama şeklinizi değiştirin.
Dükkânlar en fazla kâr getiren parçaları göz hizasına koyacak şekilde tasarlanmıştır ve hızlıca göz attığınızda orada olan her şeyi gerçekten göremezsiniz. Bunun yerine, herhangi bir koridorda durun ve raflarda bulunan her şeye, yukarıdan aşağıya, bakın. Eğer daha önce hiç görmediğiniz bir şey varsa, yalnızca içeriğini okumak ve onun hakkında düşünmek için (satın almak zorunda değilsiniz) raftan alın. Rutininizi kırmış ve yeni bir şey deneyimlemiş olursunuz.
5. İÇİNİZDEKİ AVCI TOPLAYICIYI YENİDEN UYANDIRIN
JVLevsim ne olursa olsun, doğada geziye çıktığınızda yiyebileceğiniz bitki, meyve ve yemişler toplayabilirsiniz — karahindiba, yabani kuşkonmaz ve üzüm yaprakları, çeşitli orman meyveleri, mantarlar (dikkatli olun!), kestane, yabani bezelye (Eğer nelerin yenmeye uygun olduğunu ve nasıl hazırlanacağını bilmiyorsanız, geziye yenebilir bitkiler hakkında bir rehberle birlikte çıkın).
Çilek, böğürden, mısır veya bal kabağı toplamak için, satın alacağınız ürünleri daldan toplamanıza izin veren bostan veya çiftliklere gidin. Çocuklarınızı ve dostlarınızı da yanınıza alıp bu “hasat” etkinliğine sosyal bir boyut kazandırın.
Başka bir seçenek de liste yapmaksızın alışverişe çıkmak ve o gün markette size hoş görünen şeylerden bir öğün planlamaktır.
Yetişkin beyinler nesneleri saptamak için en basit, en hızlı rotayı kullanma eğilimi içindeyken, bebekler ve çocuklar daha sıklıkla birkaç duyularını kullanırlar. Doğada besin aramak, beynin kolaya kaçmasını önler ve ince ayrımlar yapabilme yeteneğini biler. Şu yuvarlak yeşil şey bir eğrelti otu mu (iyi) yoksa bir lahana filizi mi (kötü)? Ambalaj, paket veya etiket olmadığı zaman, beyniniz doğal çevrede ulaşılabilir olan her ipucuna dikkat etmek zorunda kalır.
6. HAZİNE AVCILIĞI
Eşinizden veya bir arkadaşınızdan, alınacakların ismini yazmadan, onları yalnızca betimleyerek bir alışveriş listesi çıkarmasını isteyin. Örnek olarak: “Yaklaşık bir beyzbol topu ebatlarında, taba renginde, iri damarlı, bir ucu çukurlu, yumuşak ve ağır bir aromaya sahip.”
Eğer biriniz liste yapar ve diğeriniz onun için alışverişe çıkarsa, her ikiniz de belirli bir gıda ile bağlantılı tüm duyusal ilişkilendirme yolaklarını hareketlendirerek Nörobik yarar sağlarsınız.
7. ARTİK TEK DURAKLİ ALİŞVERİŞ YOK
Eski moda bir hırdavat dükkânının (bir süpermarketin tersine) aletleri gerçekten tamyan ve onların nasıl kullanılacağı hakkında konuşabilecek çalışanlara sahip olma olasılığı daha yüksektir. Buradaki aleder, plastik pakederin içine sıkıştırılma mıştır; vidadan somuna kadar her şeye dokunulabilir, elinizde tutabilirsiniz. Ev tadilatına Nörobik bir yaklaşım getirmek için bir hırdavatçıya uğramayı deneyin.
Ya da hem yeniliklerle dolu olan hem de sosyal etkileşim için pek çok olasılık sunan bir bitpazarım keşfedin.
Benzer olarak, arada sırada küçük kitapçılardan alışveriş yapmak “kitap kurtları” ile samimi bir sosyal etkileşim içine girme firsatı sunar. İlgi alanınıza ilişkin olarak personelden tavsiyeler alma ihtimaliniz çok daha fazladır, bu size tamamen yeni bir okuma macerasının kapılarım açacaktır: “Bu yazarı seviyorsamz, neden… denemiyorsunuz.”