Gündem 1 – Son Dakika Gündem Haberleri – Gundem1.com

Türkiye ve Dünyadan Son Dakika Haberleri

Yeryüzü ve Uzay

Yeryüzü Bir Mıknatıs mıdır?

YERYÜZÜ BİR MIKNATIS MIDIR?
Güneş sisteminin meydana gelişiyle ilgili elektromanyetizm olayından söz ettiğimize göre, buradaki gökcisimlerinin birtakım manyetik özellikleri bulunmalıdır. Dünya bir mıknatıs olabilir mi? Aslında bilim adamları bu soru üzerinde yüzyıllardır kafa yormuşlardır.
Bazı maddelerin demiri çektiğini ilk kez İÖ 550 yılında tanımlayan kişi Thales’tir (Yaklaşık olarak İÖ 636-546). Thales olayı Anadolu’da o zamanki adı Magnesia olan Manisa’da bulduğu bir kaya parçasıyla açıkladı. Manyetizme sözcüğü de buradan türetildi. Mıknatıslanmış iğnelerin kendilerine olanak tanınınca hep kuzeygüney yönünü gösterdiğini Çinliler keşfedene kadar mıknatıs hep ilginç bir cisim olarak izlenmişti. 1180 yılında İngiliz bilim adamı Alexander Neckam (1157-1217) ilk kez böyle bir pusuladan söz etti. Sonuç olarak pusulalar okyanusu geçen gemilerde kullanılmaya başladı ve 1420 yılı dolayında Avrupa’da coğrafya keşifleri çağı başlatıldı.
1629 yılında, Fransız bilim adamı Petrus Peregrinus (Yaklaşık olarak 1240) ilk kez mıknatısları sistemli biçimde inceledi. Diğer nitelikleri arasında her mıknatısın birbirinin tersi manyetik özellikte olan ve Kuzey mıknatıs kutbu ile gilney mıknatıs kutbu denilen iki kutbu olduğunu gösterdi. Bir mıknatısın kuzey kutbu ötekinin güney kutbunu kendisine çekerken iki mıknatısın kuzey ya da güney kutupları birbirini iterler. Ancak, neden bir mıknatısın kuzey ucu dünyanın kuzeyine doğru döner? Yeryüzünün kendisi de dev bir mıknatıs mıdır? Bu olasılık, İngiliz bilim adamı William Gilbert (1544-1603) tarafından incelendi. Gilbert, ilk kez Thales’in üzerinde çalıştığı madde olan mıknatıs taşını küre şekline soktu. 1600 yılında yayınladığı kitapta küre şeklindeki bu taşın çevredeki mıknatıs çubuklar üzerinde aynen yeryüzünün yaptığı etkinin benzerini gösterdiğini anlattı. Öyle görünüyordu ki, dünya manyetik bir cisimdi.
Pekiyi, bu neden böyledir? Bir olasılık yeryüzünün merkezinde dev bir manyetik cismin olması ve bunun da kuzey-güney yönüne doğru yönelmiş bulunmasıdır. İnsanlar dünyanın iç kesiminde demirden bir çekirdek olduğundan kuşkulanmaya başlayınca bu bir yanıt gibi göründü. Oysa ki, 1895 yılında Pierre Curie demirin manyetik özelliğini 760 ° C yitirdiğini keşfetti. Yeryüzünün merkezi bu sıcaklığın çok üzerinde olduğuna göre, belli ki çekirdek sıradan bir mıknatıs değildi.
Ancak, sıcak sıvı demir şimdi de elektrik akımına geçirgenlik yapmakta ve eğer demir bir burgaç gibi dönerse, dönen cisimdeki akım bir manyetik alanı oluşturmaktadır. Şu halde yeryüzü sıradan bir mıknatıs değil, elektromanyet’ûr. 1939 yılında, Alman-Amerikalı jeofizikçi Walter Maurice Elsasser (1904- ) dünyanın dönüşünün sıvı çekirdekte birtakım burgaçlara neden olduğunu ve manyetik bir alan oluşturduğunu ileri sürdü.
Bu görüş günümüzde de geniş ölçüde benimsenmesine karşın, sorunlar şimdi de sürmektedir. Yeryüzünün kuzey ve güney
manyetik kutupları coğrafya kutuplarında değil, ikisinden de yaklaşık 1.600 kilometre uzaklıkta yer almaktadırlar. Dünyanın kuzey manyetik kutbundan güney manyetik kutbuna doğru bir çizgi çekilirse, bu hat yeryüzünün merkezinden geçmez. Dahası, manyetik kutup ağır ağır yer değiştirir ve manyetik alan zamanla şiddetini artırıp eksiltir. Gerçekte sıfıra indiği ve sonra tersine dönüp şiddetini artırdığı zamanlar da vardır. Yeryüzünün manyetik alanının işleyişine ilişkin pek çok ayrıntıyı şimdi de bilemiyoruz.